Yukarı şehrin batı yamacına dik bir şekilde inşa edilen tiyatro kompleksi, antik kentin silüetini oluşturan en önemli yapılarından biridir. Kompleks bünyesinde, tiyatro yapı grubunun yanı sıra, farklı düzlemlere oturtulan teraslar ile Dionysos Tapınağı gibi yapılar da yer almaktadır. Yapıların konumları ve birbirleriyle olan bağlantıları, kompleksin tek bir yapı grubu olarak planlandığını göstermektedir. Bu planlamanın II. Eumenes (MÖ 197-159) döneminde yapıldığı tahmin edilmektedir.
Yaklaşık 10.000 kişi kapasiteli tiyatro, orkestra ve sahne binasından oluşur. Ana terasın görüşünü kapatmamak ve Dionysos Tapınağı ile bütünlüğünü bozmamak adına sabit bir sahne binası inşa edilmemiş, bunun yerine gerektiğinde kurulup sökülebilen ahşap bir sahne tercih edilmiştir. Tiyatro gösterilerine, halk meclisi toplantılarına ve geçit törenlerine ev sahipliği yapan tiyatro aynı zamanda Dionysos Tapınağı’ndaki kült törenleri kapsamında da kullanılmıştır.
Roma döneminde özgün tasarıma sadık kalınarak kompleks bünyesinde bazı yenileme çalışmaları yapılmıştır. Bu durum, yapının erken Roma dönemine dek yoğun bir şekilde kullanıldığını göstermektedir. Ancak zamanla aşağı şehrin gelişmesiyle birlikte tiyatro gösterileri buraya kaydırılmış ve tiyatro kompleksi de giderek önemini kaybetmiştir. Bizans döneminde yapılan kilise inşası ve mezarlık düzenlemesiyle birlikte komplekste köklü bir işlev değişikliği yaşanmış ve tahminen de 13. yüzyıl sonlarında tamamen terk edilmiştir.
19. yüzyılın sonlarında Alman mimar Richard Bohn tarafından gerçekleştirilen kazı çalışmaları kapsamında gün yüzüne çıkarılan komplekste o tarihten bu yana birçok arkeolog ve mimar araştırma yürütmüş ve yürütmeye devam etmektedir.