Artemis Tapınağı

İonia Bölgesi’nin en önemli tanrıçalarından biri olan Artemis, Efes kentinde büyük bir öneme sahipti. “En büyük tanrıça Artemis” ve “Ephesos’un hâkimi” gibi sıfatlarla anılan Artemis’e adanmış bu tapınak, antik dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul edilmiştir.

MS 2. yüzyılda yaşamış olan Pausanias, Description of Greece (Yunanistan’ın Tasviri) adlı eserinde Artemis Tapınağı’nın ihtişamını ve o dönemdeki önemini şöyle anlatır:

“Tüm şehirler Efesli Artemis’e tapınır ve bireyler onu tüm tanrılardan üstün tutarlar. Bana göre bunun sebebi, Amazon savaşçı kadınların efsanevi ünüdür; çünkü geleneksel olarak heykeli adayan onlardır. Ayrıca bu kutsal alanın son derece eski olması da bu şöhrete katkı sağlamıştır. Artemis’in ününe katkıda bulunan üç başka unsur daha vardır: Tapınağın büyüklüğü (diğer insan yapımı tüm yapılardan daha üstün oluşu), Efes şehrinin önemi ve orada yaşayan tanrıçanın (Efesli Artemis’in) şöhreti” (Pausanias, 1918, s. 4.31.8).

Artemis Tapınağı’nın inşası, gelişimi ve dönüşümü Antik Yunan’ın farklı dönemlerine yayılan uzun bir süreci kapsamaktadır. İlk tapınağın MÖ 8. yüzyılın ikinci yarısında inşa edildiği düşünülmektedir. O dönemde, ahşap tanrıça heykelinin yer aldığı ve altı sütun üzerine oturan sade bir yapı bulunmaktaydı. MÖ 560 yılında ise ilk tapınak merkez alınarak tapınak alanı genişletilmiş ve yapı, dikdörtgen planlı, sütunlu büyük bir tapınağa dönüştürülmüştür. Tapınak, Efes’in Lydia kralı Kroisos tarafından kuşatıldığı dönemde tamamlanmıştır. Yapım giderleri Kroisos tarafından karşılandığı ve tapınağa armağanlar sunduğu için “Kroisos Tapınağı” olarak da anılmıştır.

MÖ 356 yılında, adını tarihe yazdırma arzusuyla hareket eden Herostratos adlı bir genç tapınağı ateşe vermiştir. Yangında büyük hasar gören tapınak, öncesinde bataklık bir zemin üzerine inşa edildiği için yeniden inşa sürecinde daha yüksek bir platform oluşturma ihtiyacı doğmuştur. Sonuç olarak, önceki plana benzer ancak tamamen mermerden ve daha görkemli bir tapınak ortaya çıkmıştır. Uzunluğu 131, eni 78 metre olan ve her biri 20 metre yüksekliğinde 127 adet sütundan oluşan Artemis Tapınağı, o güne kadar inşa edilen en büyük Helenistik yapı olma özelliğine sahiptir.

MS 3. yüzyılda meydana gelen şiddetli bir depremde ayakta kalmakta zorlanan tapınak, aynı yüzyıl içerisinde gerçekleşen Got saldırısı sırasında yağmalanmış ve MS 400’lü yıllarda da büyük ölçüde yıkılmıştır.

19. yüzyılın sonlarında, British Museum tarafından yürütülen kazılar sırasında John Turtle Wood, Artemis Tapınağı’nın kalıntılarını keşfetmiştir. 20. yüzyılın başlarında ise D. G. Hogarth, tapınağın temeline kadar inerek önemli eserleri gün yüzüne çıkarmıştır. Günümüzde tapınağın bazı kalıntıları British Museum’dadır. Zaman içerisinde yapılan kazılardan çıkarılan diğer parçaların bir kısmıysa İzmir Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir.