Liman

Küçük Menderes Nehri’nin kıyısında yer alan Efes Limanı, antik dönemde Batı Anadolu’nun en önemli limanlarından biriydi. Bu sayede Efes şehri, döneminin önemli bir ticaret merkezi hâline gelmiştir.

Liman, gemilerin yanaşması ve yüklerin güvenli bir şekilde boşaltılması için sağlam taş bloklardan yapılmış iskelelere sahipti. Özellikle Roma döneminde liman alanı genişletilmiş ve limanın her iki tarafına gemilerin yanaşabileceği rıhtımlar eklenmiştir. Ayrıca limanın hemen yakınında yer alan büyük depolar da malların istiflenmesi amacıyla kullanılmıştır.

Limana yanaşan gemiler, yüklerini boşaltıp yeni yüklerini alırken kente gelen misafirler de Liman Caddesi’nden geçerek şehre ulaşıyorlardı. Limandan başlayıp antik tiyatroda son bulan ve üç anıtsal kapıya ev sahipliği yapan Liman Caddesi, Efes şehrinin ihtişamını gözler önüne seriyor ve bu görünümüyle misafirlerinin gözlerini kamaştırıyordu.

Küçük Menderes Nehri’nin taşıdığı alüvyonlar, zamanla Efes şehrinin denizle bağlantısını koparmıştır. Limanın alüvyonlarla dolmasını engellemek amacıyla Roma döneminde yapay bir kanal inşa edilmiş ve bu sayede liman bir süre daha kullanılmış olsa da süreci tersine çevirmek mümkün olmamıştır. Denizle bağlantısı tamamen kopan ve limanını kaybeden Efes şehri de giderek önemini kaybetmiştir.

Günümüzde limanın bulunduğu alan, denizden yaklaşık 5-6 kilometre iç kısımda kalmaktadır. Ayrıca çevresinde görülen bitki örtüsü de antik dönemde inşa edilen bu limanın sınırlarını göstermektedir. Günümüzde yapılan kazılar, Efes Limanı’nın büyüklüğünü ve ticari yapısını anlamamıza yardımcı olmaktadır. Liman çevresindeki depo ve gümrük yapılarının kalıntılarıyla birlikte keşfedilen gümrük yazıtı, bölgenin geçmişteki önemini ortaya koymaktadır.