Kent Surları
Kent surlarında yapılan arkeolojik kazılar, Eski Smyrna’nın özellikle MÖ 10. yüzyıldan itibaren giderek daha da önemli bir şehir hâline geldiğini göstermektedir. Bu dönem, Yunan anakarasından Batı Anadolu’ya yoğun göçlerin yaşandığı ve bölgedeki dinamiklerin hızla değiştiği bir dönemdir. Kazılardan elde edilen başta ithal seramikler olmak üzere çeşitli bulgular, Eski Smyrna’nın MÖ 9. yüzyıldan itibaren bölgenin önemli bir liman kenti ve ticaret merkezi hâline geldiğini göstermektedir. Bu gelişme, diğer rakip kentlerden gelebilecek olası tehditlere karşı, kent savunmasına yönelik inşa faaliyetlerine başlanmasını da beraberinde getirmiştir. Yapılan kazı çalışmalarının sonucunda, kentin ilk savunma surunun MÖ 850’lerde inşa edildiği anlaşılmıştır. Surlar kentte yerleşimin sona erdiği tarihe kadar farklı dönemlerde yeniden inşa edilmiş ve MÖ 7. yüzyılın ikinci yarısındaki inşa faaliyetleriyle anıtsal bir özellik kazanmıştır. Bugün ören yeri ziyaretinde görülen sur yapıları çoğunlukla bu döneme aittir.
Antik Çeşme
Yapıldığı dönemdeki hâli ile günümüze ulaşan ve dünyanın en iyi korunmuş antik dönem çeşmelerinden biri olan Eski Smyrna’nın Antik Çeşme’sinin MÖ 7. yüzyılın sonlarında inşa edildiği tahmin edilmektedir. Dönemine göre yenilikçi bir mimari tasarıma sahip olan çeşmenin kaynağı hâlâ aktif olup Eski Smyrna’yı ziyaret ettiğinizde, antik dönem insanı ile aynı deneyimi yaşayabilirsiniz.
Athena Caddesi
Athena Caddesi, günümüze kadar sürdürülen kazı çalışmalarıyla MÖ 6. yüzyıl ile MÖ 4. yüzyıllar arasında kullanıldığı tespit edilen ve kentin doğudan batıya doğru uzanan ana caddesidir. Doğu kapısından başlayarak Athena Tapınağı’nın önünden geçen ve kentin batı kapısına ulaşan caddeye, neredeyse dik açılarla pek çok sokak bağlanmaktadır.