Deniz seviyesinden yaklaşık 392 metre yükseklikte, dik bir dağ yamacına inşa edilen Pergamon, antik dünyanın en göz alıcı şehirlerinden biridir. Zorlu coğrafi koşullara rağmen bu sarp yamaçta yükselen ilk büyük şehir olan Pergamon, zaman içinde antik dünyanın önemli merkezlerinden biri haline gelmiştir.
Pergamon, yukarı şehir ve aşağı şehir diye anılan iki yerleşim kümesinden oluşmuştur. Zirvede yer alan yukarı şehir, savunma ve idari işlevlere yönelik yapıları barındırırken; orta yamaçlara yayılan sosyal ve dini tesisler, halkın ortak yaşam alanlarını oluşturmuştur. Dağın eteklerinde gelişen aşağı şehir ise diğer yerleşim alanlarına ev sahipliği yapmıştır.
Tarihi boyunca farklı devletler ve impatorlukların hâkimiyet sahasına giren Pergamon, MÖ 334 yılında Büyük İskender’in Pers egemenliğine son vermesiyle Makedonya Krallığı’nın himayesine girmiştir. MÖ 282’de Philetairos önderliğinde özerk bir devlet olarak tarih sahnesine çıkmıştır. Yaklaşık 150 yıl boyunca Pergamon Krallığı (MÖ 280-133) varlığını sürdürmüştür. Roma İmparatorluğu ile dostane ilişkiler kuran krallık, MÖ 2. yüzyılda Helenistik Dönem’in en güçlü devletlerinden biri hâline gelmiştir.
Attaloslar’ın başkenti olan Pergamon; kutsal alanlar, pazar yerleri, gymnasiumlar ve tiyatro gibi görkemli kamu yapılarıyla zenginleştirilmiş ve güçlü bir sur sistemiyle korunmuştur. Ayrıca düzenli bir yerleşim planına sahip konut alanları, özenle tasarlanmış altyapısı ve özellikle su kaynaklarından yoksun olan tepeyi yaşanılabilir kılan su temin sistemi dönemin ileri mühendislik becerilerini ve titiz çalışmalarını gözler önüne sermektedir.
MÖ 133 yılında son Pergamon kralı III. Attalos’un vasiyetiyle Roma İmparatorluğu’na bağlanan Pergamon Krallığı, imparatorluğun Asya eyaletine dahil edilerek bölgenin önemli idari merkezlerinden biri olmuştur. Antik dönem boyunca Pergamon, stratejik konumu, etkileyici mimari yapıları ve zengin kültürel mirasıyla ön plana çıkmıştır. Bilim ve tıp alanındaki başarılarıyla da dikkat çeken şehir, dönemin önde gelen sağlık merkezlerinden biri olan Asklepion ile ün kazanmıştır. Tüm bu özellikleriyle Pergamon, antik dönemde Anadolu’nun en görkemli ve etkili şehirlerinden biri olarak tarih sahnesindeki yerini almıştır.