Skip to main content

Bergama Geleneksel Yerleşimi

Bergama 3B İnteraktif Modeller

Sanal Gezi

 

DİKKAT!

Işığa duyarlı epilepsi:
Geçmişte epilepsi ya da nöbet geçirdiyseniz kullanmadan önce doktora danışın. Belirli şekiller ya da titreşimler daha önce nöbet geçirmemiş kişilerin nöbet geçirmesine neden olabilir.

 

  • Tam Ekran
  • Önbelleği Temizle


Bergama Geleneksel Yerleşimi


Bergama, 13. yüzyıl sonunda Anadolu Selçuklu Devleti’nin çökmesinden sonra 14. yüzyılda Türk hakimiyetine girmiş, ilk Türk yerleşmesi Ulu Cami çevresinde olmuş, 18. yüzyılda su getirilmesi, Karaosmanoğulları zamanındaki imar ve bina yapım-onarım yapı faaliyetleri ile bölgenin nüfusu yoğunlaşmıştır. 19. yüzyıl sonlarında, Müslüman nüfus çoğunlukta olmakta beraber, Bergama’da Rumlar, Ermeniler, Yahudiler ve yabancılar yaşamaktadır. 1878’de Bergama’ya çok sayıda Rumeli göçmeni yerleştirilmiş, Balkan Savaşları ve I. Dünya Savaşı sırasında da nüfusta hareketlilik olmuştur. 1919 Yunan işgali sırasında yerli halk Soma’ya sığınmış, Rumlar 1922’de mübadele ile Bergama’dan ayrılmıştır. Bergama, Osmanlı Dönemi Anadolu Türk şehir yapısını yansıtmaktadır. Osmanlı dönemi yerleşiminin, 14. yüzyıl başında Karesi Beyliği Dönemi’nde yapılan ve günümüze minaresi kalmış olan Selçuklu Camii (Selçuk Mahallesi) çevresinde başladığı düşünülmektedir. 14.-19. yüzyılları arasında cami, mescit, hamam, medrese, kütüphane, çeşme gibi yapılarla, sur dışında büyümeye ve gelişmeye devam etmiştir. 1842’deki sel baskını ve 1853’teki yangın geleneksel kent dokusunu büyük ölçüde tahrip etmiş, evler, dükkanlar ve hanlar zarar görmüştür. (Binan, 2018, s. 29-35).
Bergama’da arkeolojik kazıların başlangıcı ile birlikte, kent arkeolojik kalıntıları ile ön plana çıkmış, kentsel miras alanları ile geleneksel sivil mimarinin belgelenmesi ve korunmasına pek önem verilmemiştir. Hatta, 1932 yılında Kızıl Avlu’da başlayan kazı çalışmaları ile Kızıl Avlu’nun içinde ve dış duvarlarına bitişik durumda olan 30 kadar ev, dükkân ve mağaza yıkılmıştır. 1943 yılına ait imar planı raporunda, geleneksel Bergama konutları ile ilgili yapım sistemi taş, kerpiç ve çatmadan oluşan 4000 adet iki katlı yapı olduğu belirtilmektedir. (Binan, 2018, s. 39).
Kentin ortasından geçen Bergama Çayı’nın kuzeyinde, Kale Bölgesi olarak isimlendirilen alanda geleneksel evlerin (Türk Evi) yanında 19. yy sonu 20. yüzyıl başına tarihlenen bitişik düzende batı etkili evler yoğunluktayken, Çay’ın güneyinde ayrık düzende açık dış sofalı geleneksel evler yoğunluktadır. Bergama’nın kentsel miras ve geleneksel konut yapılarında dinin etkisi oldukça baskındır, mahalleler de bu şekilde, genellikle bir ibadet yapısının etrafında, cemaat mensuplarından oluşmuştur. Ancak, Osmanlı Dönemi’nde gayrümüslimlerin de azınlık olarak bazen müslüman mahallelerinde ikamet ettikleri bilinmektedir.
Binan, Kentsel Kültür Varlıkları Envanteri ve Çözümlemesi isimli kitabında, konut mimarisinden şu şekilde bahsetmektedir: ”ortak sirkülasyon ve işlik alanı işlevli avlu etrafında şekillenen mekânsal bir düzene sahip olan tek katlı evlerde, samanlık, depo, mutfak gibi servis mekânları dışındaki yaşama mekanı, ana modül olarak bir oda ve önündeki açık sofadan oluşmaktadır. İki odalı örneklerde ise, ikinci odanın açık sofaya eklemlenme yönüne bağlı olarak açık-dış sofalı ya da açık-iç sofalı plan tipleri görülmektedir… En basit ev tipleri tek katlı, tek mekânlı be beşik çatılı evlerdir. Anadolu’nun çoğu kentinde olduğu gibi Bergama’da da evlerin ve yerleşmelerin gelişiminde tam bir süreklilik izlenmemesine karşın, geleneksel evlerin ilk örnekleri olan sofasız plan tipindeki evler, avluyu iki-üç yönden çevreleyen antik Pergamon kentinin peristilli ev tipiyle benzerlik taşımaktadır. Bergama konutlarının tarihlendirilmelerine ilişkin değerlendirmeler, günümüze ulaşmış en eski evlerin açık-dış sofalı plan tipine sahip olduğunu göstermektedir. 18. yy sonu-19. yy başına ait açık-dış sofalı evler genelde iki odalıdır; ancak oda sayısının arttığı örneklerde odanın biri sofa genişliğince uzamakta ya da diğer odalara sofa doğrultusuna dik olarak eklenmektedir. Pahlı duvarlarla çevrili açık dış sofalı ve revzen tepe pencereli bir ev, Sedad Hakkı Eldem tarafından 18. yy geleneksel Türk Evi olarak nitelendirilen dış sofalı, tepe pencereli ev ile aynı özellikleri taşımaktadır… İki katlı, açık-dış sofalı evler; Bergama halkı tarafından ‘haneyli’ ya da ‘hanaylı’ ev olarak tanımlanmaktadır. Tek ya da iki katlı açık-dış sofalı evlerde bağımsız depo, ağır, fırın ve diğer servis mekanları avluyu çevrelemektedir. Hela, avluda ve evden uzak yerde konumlanmıştır. Tek katlı, dış sofalı evlerin yanı sıra; iki oda arasında konumlanan ve avluya bakan bir açık-iç sofanın (eyvan) yer aldığı örneklere de rastlanmıştır. Bu örneklerde, evin giriş katı planında sofa olarak gösterilen mekanlar, inşa edildiklerinde açık olup sonradan kapatılmıştır. 19. yy sonuna ait tek katlı ve iki katlı geleneksel evlerde adık-dış sofalı planların yanında, kapalı-iç sofalı planların da yaygın olarak kullanılmaya başlandığı gözlenmiştir. İki oda arasında yer alan açık-iç sofanın, sonradan kapalı hale getirildiği tek katlı yapı örneklerinin sayısının bu dönemde yükseldiği görülmüştür. İç sofaya açılan oda sayısının arttığı ve iç sofanın uzadığı ev örnekleri de belgelenmiştir. Bergama Çayı’nın kuzeyinde, gayrümüslimlerin yaşadığı alanda da iç sofalı geleneksel evler mevcuttur. 20. yy başına kadar Rumların ve Ermenilerin yaşadığı yamaç yerleşimi; kargir görünümlü, dış duvarları ahşap karkas sisteme bitişik taş örgülü karma yapım sistemli, avlusuz ya da arkada küçük bir avlusu olan Batı etkili evlerin yoğun olduğu alanlardır. 19. yy sonu 20. yy başındaki batı etkili evlerde, kendi içinde simetrik ve asimetrik olarak ayrılan kapalı-dış sofalı, tek ya da iki katlı örnekler yaygındır. Daha geniş parsele oturan evlerin genelde kapalı-iç sofalı plan özelliğinde olduğu saptanmıştır. Batı etkili evler arasında 20. yy başına ait bazı örneklerde, sofanın hole dönüştüğü ve koridor mekanının oluştuğu plan tipleri de görülmüştür. 19. yy ikinci yarısından önce, Türklerin konutlarının yoğun olduğu Bergama Çayı’nın güneyindeki düz alan ile azınlık evlerinin bulunduğu kuzeyindeki yamaç yerleşiminde, aynı özellikte geleneksel konutların yapıldığı belirlenmiştir. Yine 19. yy sonu-20. yy başında batı etkili evler arasında tek ya da iki katlı, kapalı-iç sofalı olanların yanında yaygın olarak kapalı-asimetrik dış sofalı ya da kapalı-köşe dış sofalı örnekler de görülmektedir. Ayrıca geleneksel planlamadan batı etkili evlere geçiş sürecini vurgulayan plan örnekleri de bulunmaktadır.” (s.167-173).