Skip to main content
Bergama | İzmir Time Machine v2.0

YÜKLENİYOR...

LOADING...

Biliyor muydunuz?

Did you know?

Pergamon Kralı III. Attalos MÖ 133 yılında öldüğünde krallığını Roma İmparatorluğu’na miras olarak bırakmıştır.

When Attalos III, King of Pergamon, died in 133 BC, he legated his kingdom to the Roman Empire.


Bergama

X

Bergama Hakkında

Bergama Tarihçesi

About Bergama

Bergama History

X

2014 yılında Dünya Kültür Miras Listesine giren Pergamon, Hellenistik Dönem’de kurulmuş olması nedeniyle, Yunan stilinin doruğa ulaştığı bu dönem karakterinde, gelişen teknolojik donanım sayesinde çevrenin sağladığı imkanların ötesinde yapılmış gösterişli mimari ve heykeltıraşlık eserler ile öne çıkmaktadır. Bölgede üretimi yapılan kuzu ve keçi derilerinden yapılan parşömen, Mısır’da üretilen papirüslere karşı önemli bir rakip olarak karşımıza çıkmaktadır.

Included in the World Cultural Heritage List in 2014, the ancient city of Pergamon was founded during the Hellenistic Period. Therefore this period, in which the Greek style reached its peak, stands out with its ostentatious architectural and sculptural works made beyond the opportunities provided by the environment thanks to the developing technological equipment. Parchment made from lamb and goat skins produced in the region is an important competitor to papyrus produced in Egypt.

Pergamon, MÖ 283 yıllarında, Büyük İskender’in ardılları, Attaloslar tarafından kurulmuştur; Philetairos’un kurucusu olduğu bu güçlü krallık, 150 yıllık siyasi, ekonomik ve kültürel yönden zenginlikle varlığını sürdürmüştür. Tarih boyunca çeşitli işgallere ve yıkımlara maruz kalan kent, III. Attalos’un vasiyeti ile birlikte, Akdeniz’in hakim gücü Roma tarafından da yönetilmiştir, Asya eyaletinin başkenti olmuştur. MÖ 3. yüzyıldan itibaren, Roma İmparatorluğu’nun güç kaybetmeye başlaması ve ikiye ayrılma süreci ile birlikte Bergama yeni bir din olan Hıristiyanlığın etkisinde, şekillenmeye başlamıştır. MS 8. yüzyıllarda, Bergama, Arap akınlarına maruz kalmış, 14. yüzyıl başlarında ise Menteşe Beyliği topraklarına katılmıştır. 1345 yıllarında, Orhan Gazi tarafından Osmanlı topraklarına dahil olmuş ve böylece kentte Türk dönemi başlamıştır.

Pergamon, BC. It was founded in 283 BC by the successors of Alexander the Great, Attalos; this powerful kingdom, founded by Philetairos, has continued its existence with 150 years of political, economic and cultural wealth. The city, which has been exposed to various occupations and destructions throughout history, along with the will of Attalos III, the dominant power of the Mediterranean was also ruled by Rome, it became the capital of the province of Asia. Starting from the 3rd century BC, Pergamum began to take shape under the influence of a new religion, Christianity, as the Roman Empire began to lose power and split into two. In the 8th century AD, Bergama was exposed to Arab raids, and at the beginning of the 14th century, it joined the lands of the Menteşe Principality. In 1345, it was included in the Ottoman lands by Orhan Gazi and thus the Turkish period began in the city.

Sayfa:  

Page:  

/

Bergama Hakkında

Bergama Tarihi

About Bergama

Bergama History

X

2014 yılında Dünya Kültür Miras Listesine giren Pergamon, Hellenistik Dönem’de kurulmuş olması nedeniyle, Yunan stilinin doruğa ulaştığı bu dönem karakterinde, gelişen teknolojik donanım sayesinde çevrenin sağladığı imkanların ötesinde yapılmış gösterişli mimari ve heykeltıraşlık eserler ile öne çıkmaktadır. Bölgede üretimi yapılan kuzu ve keçi derilerinden yapılan parşömen, Mısır’da üretilen papirüslere karşı önemli bir rakip olarak karşımıza çıkmaktadır. Pergamon, M.Ö. 283 yıllarında, Büyük İskender’in ardılları, Attaloslar tarafından kurulmuştur; Philetairos’un kurucusu olduğu bu güçlü krallık, 150 yıllık siyasi, ekonomik ve kültürel yönden zenginlikle varlığını sürdürmüştür. Tarih boyunca çeşitli işgallere ve yıkımlara maruz kalan kent, III. Attalos’un vasiyeti ile birlikte, Akdeniz’in hakim gücü Roma tarafından da yönetilmiştir, Asya eyaletinin başkenti olmuştur. M.Ö. 3. yüzyıldan itibaren, Roma İmparatorluğu’nun güç kaybetmeye başlaması ve ikiye ayrılma süreci ile birlikte Bergama yeni bir din olan Hıristiyanlığın etkisinde, şekillenmeye başlamıştır. M.S. 8. yüzyıllarda, Bergama, Arap akınlarına maruz kalmış, 14. yüzyıl başlarında ise Menteşe Beyliği topraklarına katılmıştır. 1345 yıllarında, Orhan Gazi tarafından Osmanlı topraklarına dahil olmuş ve böylece kentte Türk dönemi başlamıştır.

The traces of the settlement in the region where the ancient city of Hypaipa is located can be traced back to 3 thousand BC. After being under the rule of Phrygian, Lydian, Persian, Bergama and Roman, Birgi region ruled to the Byzantine Empire. It was called Pyrgion or Pyrgi (Dioshieron and Chrisopolis) as a fortress-city on a high position overlooking the plain in the hands of Byzantium. Turning into a metropolitan center in 1193-1199, Pyrgion was probably captured in 1304, after the Catalans who were sent to the region by the Byzantines, by Sasa Bey, the son-in-law of Menteşe Bey, who was active in the region, in the late 13th century. Aydınoğlu Mehmed Bey, who participated in the expedition, captured this place in 1307 and made it the center of the principality he founded. He had a mosque, tomb and madrasah built here in 1312. The region under his rule began to be called Memleket-i Birgi. Birgi was abandoned to the Ottomans by Isa Bey by 1391. However, after the Battle of Ankara, in which the Ottomans were defeated, it fell into the hands of Aydınoğulları again. During the reign of Murad, the city definitely came under Ottoman rule. Birgi, which remained under Ottoman rule for more than five centuries, was under Greek occupation between 1919-1922. Most of the structures in Birgi were destroyed by burning during the withdrawal of the Greek Army. The most important historical monument of Birgi that survived the destruction is the Mehmed Bey Mosque and Tomb, also known as the Ulucami. In addition to Aydınoğlu Mehmed Bey, there are graves belonging to Umur Bey, İsa Bey and Sahadır Bey in the tomb. Among the other important monuments, the Derviş Ağa Mosque, which Evliya Çelebi mentioned, as well as the Kurşunlu Mosque and Karaoğlu Mosque are still standing.